Posts by admin

Çocuk Dostu Bir Oyun Derecelendirme Sistemi Mümkün müdür?

Bu çalışmada video oyun derecelendirmeye ilişkin etiketleme veya derecelendirmenin çocuk, ergen veya gençlerde caydırıcı veya cezbedici işlev görüp görmediği konusundaki tartışmaları da hatırlatarak asıl konumuz olan dijital oyunlar, özellikle de video oyunlar için geliştirilen ve kullanımda olan yaş derecelendirme sistemlerinin tartışmaya açılması gerektiği üzerinde duracağız. Bu bağlamda küresel oyun sektöründe önemli rol oynayan derecelendirme sistemleri kriterlerinin bazı unsurları üzerinde durarak farklı bakış açıları ve fikirlerle Türkiye’nin kendi derecelendirme sistemini geliştirmesinin önemi ve gereğini gündeme getirmenin bir ihtiyaç ve gereklilik olduğu düşüncesini tartışmaya açmak istiyoruz.

Makaleye erişmek için tıklayınız.

Atıf (APA)

Gülleb, O; Aydeniz H. (2023). Çocuk Dostu Bir Oyun Derecelendirme Sistemi Mümkün müdür?. Medya Okuryazarlığı Araştırmaları Dergisi, 2(1), 61-70. DOI: 10.5281/zenodo.7839983

Algoritmaların Haber Alma Biçimlerine Etkileri: Veri Gazeteciliği ve Algoritmalar

Büyük veri ve algoritmalar sayesinde bilgiye ulaşma koşulaları oldukça kolaylaşmakta ve otomatize olmaktadır. Hemen her sektörü etkisi altına alan algoritmalar ve veri bilimi çalışmaları gazetecilik sektörü için de yenilikler ve meydan okumalar sunmaktadır. Algoritmalar ve veri bilimi teknikleri, büyük veri setleri içerisinde yer alan anlamlı verilere ulaşma, sınıflandırma, enformasyon işleme ve filtrelemeyi otomatikleştirerek habercilik rutinlerine yeni bir boyut kazandırmaktadır (Kayıhan, Narin, Fırat, & Fırat, 2021, s. 298). Algoritmaların sağladığı bir diğer yenilik ise henüz örnekleri çok az sayıda olsa da Doğal Dil İşleme (NLG) ve makine öğrenmesi gibi teknolojiler sayesinde elde edilen verileri işleyip yapılandırarak otomatik haber yazmadır (Bulut, 2020, s. 299). Algoritmik haberciliğin üretim süreci, algoritmanın eldeki probleme özgü olan ve genellikle mühendisler, gazeteciler ve bilgisayar dilbilimcileri arasındaki iş birliğine dayanmaktadır.

Çalışmada veri gazeteciliği ve algoritma gibi kavramları benimseyenlerin kimler olduğu, bu kavramların gazetecilik sektöründe ne gibi değişikliklere yol açtığı ve kullanım alanının genişlemesiyle örgütsel ya da yönetimsel etkilerinin neler olabileceği üzerine durulacaktır. Çalışma kapsamında nitel bir yöntem olarak içerik analizi ile uzman gazeteci ve akademisyenlerle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilecektir. Bu çalışma ile gazetecilik pratiklerinde kullanılan veri bilimi ve algoritma tekniklerinin belirlenmesi ve gazetecilik mesleği kapsamında ortaya çıkan değişim ve dönüşümlerin tespit edilmesi amaçlanmaktadır.

Atıf (APA)

Gülleb, O. (2022). Algoritmaların Haber Alma Biçimlerine Etkileri: Veri Gazeteciliği ve Algoritmalar. İçinde Emel Dilmen, N. ve Tokgöz Şahoğlu C. (Editörler), Sosyal Medya ve Algoritmalar (s. 155-202). İstanbul: Kriter Yayınevi

Metaverse’de Habercilik: Metamedya

Gazetecilik mesleği ve uygulama alanları internet ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler neticesinde önemli değişim ve dönüşüm süreçleri içerisine girmiştir. Mesleğin tanımlamaları, pratikleri ve kapsamı sürekli olarak değişmektedir. Geleneksel gazetecilik sürecinde haber içeriğine ulaşma, haberi üretme, yayımlama ve geri bildirim toplama gibi temel pratikler halen olsa da yöntem ve uygulama şekli oldukça farklılaşmakta ve yeni süreçler eklenmektedir. Sosyal medya ile etkileşim temelli bir yapıya dönüşen medya sektöründe haber üretiminde hız ve görselliğin ön planda olduğu bir yayın politikası benimsenmeye başlamıştır. İnternet ve bilgisayar teknolojilerinin gelişmesi ve yaygınlaşması ile insanların bilgiye ve habere ulaşma imkanları artmış, okuyucunun artık içerik üreticisi olduğu bir dönem başlamıştır.

Giyilebilir teknolojilerin giderek yaygınlaşması ve medya sektöründe kullanılması yeni bir dönüşümün habercisi olmuştur. Sanal ve artırılmış gerçeklik gibi giyilebilir teknolojilerle “immersive gazetecilik”, “haber oyunları”, “etkileşimli gazetecilik” gibi izleyiciyi olayın bir öznesi haline getirerek okuma ve izlemenin ötesinde anın içinde bulunma hissi veren ve olayı deneyimleme imkânı sunan habercilik pratikleri ortaya çıkmıştır. Medya kuruluşlarının bu teknolojileri benimsemesiyle haber üretme ve sunum pratiklerinin giderek çeşitlendiği ve daimî bir dönüşümün içinde olduğu görülmektedir (de la Pena vd., 2010; Çaba, 2018, s. 692; Özkan, 2020, s.148; Yöndem, Telat ve Karadağ, Gökmen, 2019, s. 33; Ünalan, 2020, s. 418). Ancak immersive habercilik pratikleri şu ana kadar yalnızca fiziksel dünyada yaşanmış bir olayın sanal gerçeklik ortamında simüle edilmesiyle veya 360o video çekimleri ile hayatımıza girmektedir. Bu durum oldukça zaman ve maliyet gerektirmektedir. Ayrıca giyilebilir teknolojilerin yaygın olmaması, medya kuruluşlarının bu tür üç boyutlu içeriklerin üretimi için kaynak bulma zorunluluğu gibi olumsuz durumlar immersive gazetecilik pratiklerinin karşısındaki en büyük sorunlar olarak görülmektedir (Çaba, 2018; Özkan, 2020; Yöndem, Telat ve Karadağ, Gökmen, 2019). İçeriğin üretilebilmesi için gereken özel ekipmanlar, yazılımlar ve tasarlama süreçleri ile bu teknolojiye sahip kullanıcıya ulaşmayla ilgili sorunlar nedeniyle immersive habercilik uygulamaları günümüze değin oldukça yavaş ilerlemiştir. Ancak Meta, Microsoft, Nvidia ve Disney gibi şirketlerin son dönemde duyurdukları Metaverse ve geliştirilen giyilebilir teknolojiler, medya sektörü için üç boyutlu tasarımlara ve bu teknolojilere sahip kullanıcıya ulaşma konusundaki sorunlara çözüm olarak görülmektedir. Giyilebilir teknolojilerle habercilik unsurlarının bir araya getirilmesine imkân sağlayan Metaverse gibi sanal dünyaların ortaya çıkması medya sektörü açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülebilir.

Sanal dünyaların hayatımıza girmeye başlamasıyla insanlara, fiziksel dünyanın ötesinde sanal bir hayat yaşama imkânı sunulmaktadır. Giyilebilir teknolojiler aracılığıyla “avatar” ismindeki sanal bedenlere sahip olabilecekleri bu ortamlarda insanlar, sanal benlikler aracılığıyla gerçek hayatta yaptıkları birçok davranışı sanal olarak gerçekleştirebilme olanağı edinmektedirler. Gelişen teknolojiler ve giyilebilir teknolojiler ile kullanıcının derinlik algısı değişmekte ve sanal bir gerçekliğin içinde olmasına karşın “bulunma hissi”ni yaşayabilmektedirler. Gerçeklik algısının bu kadar üst seviyelerde olması nedeniyle kullanıcılar gerçek dünyadaki fiziksel benlik sunumlarına hem maddi hem de zaman bakımından gösterdikleri özenden daha fazlasını buradaki avatarlarına gösterme eğiliminde olacakları düşünülmektedir (Türk, Bayrakçı, & Akçay, 2022, s. 326). Gerçek ile sanallık arasındaki çizginin giderek kaybolduğu Metaverse’de, yaşanan her olayın ve aktivitenin gündem oluşturabilecek bir değere sahiptir.

Sosyal medyada paylaşılan içerikler yine sosyal medya içerisinde gündem oluşturmakta ve hayatımızın bir gerçeği haline geldiği hepimizin gördüğü bir gerçektir. Peki Metaverse ortamında düzenlenen sanal bir konser, spor müsabakası, parti mitingi, sergi veya defile gibi etkinlikler de yine Metaverse içerisinde faaliyet gösteren medya kuruluşlarınca haberleştirilerek anlık olarak kullanıcılara sunulamaz mı? Kullanıcıların fiber hızda bağlı olduğu bu sanal dünyalarda haber alma alışkanlıklarının değişmesi, gazetecilik açısından haber üretim pratiklerinin dönüşmesi kaçınılmaz bir durum olarak görülmektedir.

Bu çalışmada Metaverse ortamlarda giyilebilir teknoloji odaklı habercilik uygulamaları çerçevesinde yeni bir habercilik pratiği olarak “Metamedya” kavramı üzerinde durulmaktadır. Giyilebilir teknolojilerin habercilikte kullanımı ve Metaverse konularında literatür taraması yapılmış, yazılı ve görsel medyada yapılan uygulamaları incelenerek yeni bir habercilik ortamı olarak görülen Metamedya’nın kavramsal çerçevesi çizilmeye çalışılmış, sunduğu fırsatlar ve ortaya çıkabilecek sorunlar üzerinde durulmuştur.

Kitap bölümünü okumak için tıklayınız.

Atıf (APA)

Gülleb, O., (2022). Metaverse’de Habercilik: Metamedya. Serkan B. ve Seçil Ö. (Ed.) içinde, Dijital Çağda Uzman Gazetecilik 2 (s. 201-222), İstanbul: Çizgi Kitabevi Yayınları.

Türkiye’de Çocuk Dergiciliğinde Tasarım: Kırmızıfare Dergisi Örneği

Görsel bir iletişim sanatı olan grafik tasarım, ilkeleri ve unsurlarıyla hedef kitle için en uygun görsel içeriğin oluşturulmasını ve mesajın en etkili şekilde hedef kitle tarafından algılanmasını amaçlamaktadır. Mesajın odağında çocuklar olduğunda kullanılan görsel dilin önemi daha da artmaktadır. Görsel unsurlar yetişkinlere kıyasla çocukların zihinlerini daha çok uyarmakta, onlar tarafından kolay algılanmakta ve mesaj iletiminde daha etkili olabilmektedir. Çocukların bilişsel düzeylerine, ilgi ve beklentilerine, hayal dünyaların ve ihtiyaçlarına göre oluşturulmuş görsel içerikler bilişsel beceriler ve estetik zevkler kazanmalarına yardımcı olmaktadır. Küçük yaşta popüler kültürün anlattığı küresel masallar, tüm dünyanın “Batılı” ve “gelişmiş” olarak tanımlanan ülkelerin penceresinden bakmaktadır. Bu noktada kendi kültürümüzü, dilimizi ve hikayelerimizi iletmenin gücü ve önemi yadsınamaz (Yiğitbaşı, 2018: 13).

TÜİK verilerine göre, Avrupa ülkeleri arasında en genç nüfusa sahip ülkelerden biri olan Türkiye’de nüfusun %28’ini 0-17 yaş aralığındaki gençlerden oluşmaktadır. Ayrıca nüfusun %8’ini 4 yaşın altındaki çocuklar oluşturmaktadır ve bu sebeple Avrupa’da en yüksek küçük çocuk nüfusuna sahip ülke konumundadır (Çorapçı, 2019: 07). Tüm bu veriler dikkate alındığında çocukların gelişimlerini destekleyecek ve iyi olma hallerini güçlendirecek, hayatı anlamlandırmalarına ve çevrelerini tanımalarına yardımcı olacak içeriklere sahip çocuk yayınlarının önemi görülmektedir.

Kırmızıfare çocuk dergisi, yayın hayatına çocuklar için edebiyat dergisi sloganıyla başlamıştır. Edebiyat, sanat ve bilim konularında birçok bölüme yer vermektedir. Derginin yazar kadrosunun, günümüz çocuk edebiyatına yön veren ve bugün çocuk yayınları alanında birçok eseri bulunan yazarlardan oluştuğu görülmektedir. Ancak kaliteli bir içeriğe ve görsel anlamda estetik değerlere sahip çocuk yayınları özel bir çabayla ortaya çıkarılabilir. Bu süreçte hedef kitlenin doğru belirlenmesi, yazar ve tasarımcıların koordineli şekilde çalışması, çocuk dilini, bakış açısını ve hayal dünyasını anlayan uzmanlar tarafından yayın ekibinin yönlendirilmesi önemli rol oynamaktadır. 

Araştırmada Kırmızıfare dergisi özelinde çocuk dergisi tasarımlarının hedef kitlelerinin bilişsel düzeylerine, beklentilerine ve bakış açılarına uygunluğunun ortaya koyulması amaçlanmıştır. Bu bağlamda görsel bir iletişim sanatı olan grafik tasarım kavramları ile bilişsel gelişim süreçleri arasında bir ilişki kurulmuş ve inceleme kriterleri belirlenmiştir. Çocuk dergisi tasarımları Kırmızıfare çocuk dergisi özelinde incelenmiştir. Karşılaşılan bulgular dikkate alınarak öneriler sunulmuştur.

Makaleyi okumak için tıklayınız.

Atıf (APA)
Gülleb, O. (2021). Türkiye’de Çocuk Dergiciliğinde Tasarım: Kırmızıfare Dergisi Örneği . Aksaray İletişim Dergisi , 3 (2) , 331-361 . DOI: 10.47771/aid.836045

Türkçeye Uyarlanan Sosyal Medya Ölçekleri Üzerine Bir Derleme Çalışması

Dünya nüfusunun yarısından fazlasının mobil cihaz kullandığı ve sosyal medya hesabı olduğu bir dönemde Türkiye, sosyal medya kullanımında nüfus oranına göre en çok kullanıcıya sahip olan ülkeler arasında olduğu yapılan araştırmalarla ortaya koyulmuştur (We Are Social, 2021). Sosyal medyanın kullanım oranları arttıkça bireyler, aileler ve toplumlar üzerindeki etkileri akademiyanın araştırma konuları arasına girmiş birçok sosyal medya ölçeklendirme çalışması yapılmıştır. Bu çalışmada Türkçe literatüre uyarlanan sosyal medya ölçeklendirme çalışmaları incelenmiş, odaklandıkları konular, sundukları bilimsel katkılar ve önermeler üzerinde durulmuştur. Belli ve sınırlı bir konuda yayınlanmış araştırmaları belirleyerek ve karşılaştırarak konu hakkındaki gelişmelerin ortaya koyulduğu çalışma bu yönüyle bir derleme araştırmasıdır. Dergipark üzerinde yayımlanmış araştırmalar arasından açık erişime sahip 19 çalışma çeşitli eleme süreçlerine tabi tutulmuş ve doğrudan Türkçeye uyarlanan sosyal medya ölçekleriyle ilgili olan 10 çalışma incelenmiştir. Araştırmanın sonuç bölümünde çıkarımlar yapılarak Türkçeye uyarlanan sosyal medya ölçeklendirme çalışmalarının önemli noktaları vurgulanmış ve gelecek çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur.

Makaleyi okumak için tıklayınız.

Atıf (APA)

Gülleb, O. (2022). Türkçeye Uyarlanan Sosyal Medya Ölçekleri Üzerine Bir Derleme Çalışması. ISophos: Uluslararası Bilişim, Teknoloji ve Felsefe Dergisi, Cilt 4, Sayı 8, ss: 1-9.

Pragmatik Bir Etkinlik Olarak Siyasal İletişim

Siyasal iletişimden bahsedildiğinde, ilk olarak zihnimizde, siyasi partilerin ve siyasi aktörlerin afişleri belirmektedir. Doğrusu, siyasal iletişime alanında gerçeleştirilmiş akademik çalışmaların büyük büyük bir kısmı partilerin seçim kampanyalarına ait dokümanlarını sıralamaktan, seçim materyallerini doğrudan aktarmaktan, siyasi aktörlerin kişiliklerini ve faaliyetlerini yorumlamaktan ya da gazete haberlerini tasniflemekten daha fazlasını vadetmemektedir. Söz konusu bu çalışmalar, siyasal iletişimi, salt seçim kampanyası yönetimi olarak ele almaktadırlar. Elbette siyasi rekabet ve bu rekabete ilişkin dokümanlar siyasal iletişimin önemli ögeleridir ancak bir disiplin, herhangi bir uygulamanın dökümünü ortaya koymaktan ibaret değildir. Siyasal iletişimin bir akademik disiplin niteliğine erişmesi için akademik camia, sözü geçen dokümanları raporlamaktan daha fazlasını yapmak durumundadır.

Bu çalışmanın öncelikli amacı siyasal iletişimin disipliner karakterini öne çıkarmaktır. Siyasal iletişimin disipliner karakteri bağlamında, siyasal kampanya uygulamalarına ilham kaynağı olma potansiyeline sahip kuram veya paradigmaları sınıflandırılma denemesi ortaya koyulmaktadır. Bu sınıflandırmanın temel yapı taşlarından olan insan davranışlarına ilişkin siyasal iletişim için de önemli bir kuramsal zemin teşkil eden kuramlar ayrıca açıklanmıştır.

Bahsi geçen sınıflandırmaya göre siyasal iletişime konu olan otoriter ilişkileri; siyasal propaganda, siyasal reklam ve siyasal halkla ilişkiler olarak sınıflandırmak mümkündür. Başlıca üç kategoriye ayırdığımız insan davranışlarına ilişkin kuramsal zeminin de siyasal iletişime konu üç etiketle örtüştüğü görülmektedir. Bu örtüşme siyasal iletişimin pragmatik boyutuna dair bir taxonomi üretme imkanı yaratmaktadır. Bu imkan da siyasal iletişime özgü paradigma kurulması için son derece yetkin bir kuramsal birikimi siyasal iletişim alanının hizmetine sunmaktadır.

Kitap bölümüne erişmek için tıklayınız.

Atıf (APA)

İngeç, A. K., & Gülleb, O., (2018). Pragmatik Bir Etkinlik Olarak Siyasal İletişim. Siyasal Dilin Satırarası (pp.141-192), Konya: Çizgi Kitabevi Yayınları.